Google

7 Eylül 2008 Pazar

Bir Kültür Cinayeti

Birazcık seyredenler, ayrıntılara birazcık bakanlar görebiliyorlar ki, çok farklı amaçlar ve büyük umutlarla kurulmuş olan Türkiye Radyo Televiyon Kurumu (TRT) son dönemde
irtica ve gericiliğin odağı haline gelmiştir.
Dini program bolluğundan, bilim düşmanlığı kokan yaklaşımlardan, cemaat propagandası yapılan tartışmalardan söz etmiyorum. TRT’nin bu açılardan nasıl bir ‘odak’ haline geldiğini kanıtlayan bir dosya yarım günde hazırlanabilir.
Ben ayrıntılardan söz ediyorum. Ünlü ‘Aşk-ı Memnu’ dizisinin 1975 yılında gösterildiğinde kimsenin ses çıkarmadığı öpüşme sahnelerinin 2008 yılında kesilmesi gibi ayrıntılardan.
Nereden nereye gelmişiz!
İşin bir de kültür düşmanlığı yanı var ki, daha da içler acısı.
Siz kim oluyorsunuz da Türk televizyon ve sinema tarihinin bir başyapıtını soğan doğrar gibi doğrayabiliyorsunuz!
Bakın ‘Aşk-ı Memnu’nun yönetmeni Halit Refiğ bu faciadan sonra ne demiş:
“TRT benim yıllar önce altı bölüm olarak çektiğim diziyi kısaltarak üç bölümde toplamış. Öpüşme sahnelerini falan keserek kuşa çevirmişler. TRT’de bugüne kadar bu kadar yobaz, çağdışı, mürteci bir zihniyet olmadı. TRT kendi klasiğine, kültür ve edebiyat tarihinin en büyük klasiklerinden bir esere hunharca, canavarca yaklaştı… ‘Aşk-ı Memnu’ya gösterilen bu gaddarlık tamamen kültür düşmanlığıdır.”
Ve gericiliktir. ‘Aşk-ı Memnu’nun Halit Refiğ’ce filme alındığı 1975’ten 33, Halit Ziya’ca kaleme alındığı dönemden bir asır geridedir.
Doktora tezim TRT üzerinedir. TRT’de fiilen çalıştım. Hayatım bir iletişimci olarak TRT’yi izlemekle geçti. Bu kurum çok yalpaladı ama hiçbir zaman gericiliğin odağı olmadı!
TRT’yi ele geçirmek öteden beri dinci kesimin en büyük hülyalarından birisiydi. Ama, eminim, onlar bile bu çok önemli kamu kültür kurumuna bu ölçüde hâkim olabileceklerinin hayalini kurmaya cesaret edemiyorlardı…
Şu hale bakın!
*
Tabii, bu arada Halit Refiğ’in ‘Aşk-ı Memnu’su konusunda tarafsız bir gözlemci olmadığımı da belirteyim.
1975 yılında TRT Genel Müdürü İsmail Cem’in ve TRT Televizyon Dairesi Başkanı Yılmaz Dağdeviren’in program danışmanıydım. Halit Refiğ’in senaryosunu TRT adına okuyan üç kişiden biriydim (Ötekiler özlemle andığım dostlarım Mustafa Gürsel ve Tarcan Günenç’ti). İsmail Cem kültür anlayışı ve baba mesleği sinemaya duyduğu yakınlık dolayısıyla önde gelen Türk sinema yönetmenlerine televizyon dizisi yaptırmak istiyordu: Gelin görün ki, TRT bürokrasisi buna karşı çıkıyordu. Zamanla bu engel aşıldı. İlk olarak ‘Aşk-ı Memnu’ çekildi. Bitmiş ilk bölümün özel gösterimine katılmak için İstanbul’a geldim. Salonda ışıklar söndü, film başladı; daha onuncu dakikaya gelmeden kültürümüz açısından tarihi bir an yaşandığını hissetmiştim.
Bu dizi gösterime girmeden önce televizyonda Halit Refiğ ve Oğuz Atay’la yaptığım söyleşi yayıncılık anılarımın en değerlileri arasındadır.
Türkiye’nin geleceği konusunda umut dolu bir genç insandım. 33 yıl sonra TRT kurumunda birilerinin kendi klasiğine bu türden kötülükler yapacağını söyleseler asla inanmazdım!

0 yorum: