Google

4 Ekim 2008 Cumartesi

Dizi Pazarinda Roman Satiliyor

Kenan Kalav: “Bu durum, dizi sektörünün son yıllardaki modası. Dizi sektörü çok büyük bir pazar haline geldi. Bu pazarda satılanlar da maalesef ünlü romanlar oluyor. Biz Çalıkuşu'nu tam kararında bitirmiştik. Dizinin tadı insanların damağında kalmıştı tabiri caizse. Ama bugün öyle mi? Reytingler yükseldikçe bölüm sayısı uzadıkça uzuyor. Olan da aşk, tutku ve ıstırapla yazılmış romanlara oluyor. Ben bu dizileri mümkün olduğunca seyretmemeye çalışıyorum.”


‘Bu şartlarda dizi çekilemez’

Halit Refiğ: “Ben yıllar önce çektiğim Aşk-ı Memnu filminde romanın özüne sadık kalmaya çalıştım. Bugünkü durum özel televizyonculuğun şartları göz önünde bulundurularak değerlendirilmeli. Diziyi merakla izliyorum. Bana göre bir dizi izleyiciler tarafından beğenilmişse başarı sağlanmış demektir. Her hafta bir buçuk saatlik bir bölümü hazırlamak çok zor olsa gerek. Bir film, vakti zamanında asgari üç ayımızı alırdı. Bu süre şimdi bir haftaya indi. Bu çok zor bir durum. Bu şartlarda kesinlikle dizi çekmezdim.”



‘Dizi sektörü kendine çekidüzen versin’


Müjde Ar: “Ben bu duruma edebiyatçı gözüyle bakınca onlara katılıyorum. Bana göre televizyon çok tehlikeli bir oyuncak. Her şeyi eğip bükebiliyor. Maalesef romanlar da buna kurban gidebiliyor. Ben yeni Aşk-ı Memnu'yu seyretmiyorum. İlk bölümünü seyrettim ve notu verdim. Oyuncular samimiyetle işlerini yapıyor, ama sistem yanlış olduğu için ortaya konan ürün sırıtıyor. Bence dizi sektörü her anlamda kendine çekidüzen vermeli; çünkü her geçen gün kan kaybediyor.”


‘Öğrencilerim, "Seyrettik hocam, niçin okuyalım?" diyor’


Doç. Dr. Handan İnci: “Romanlardan uyarlanarak televizyona aktarılan bu dizileri izlemiyorum ve öğrencilerime de tavsiye etmiyorum. Merak ettiğim için Aşk-ı Memnu'yu izledim ama beş dakika bile dayanamadım. Öğrencilerime soruyorum Aşk-ı Memnu'yu okudunuz mu, diye. “Seyrettik hocam” yanıtını alıyorum yani okumanın önüne geçmiş dizi. Öğrencilerin merak duygusu da ölüyor. Çünkü bu eserler merak edildiği için okunuyor.”


Romanların ‘ruhu’ kayboluyor


Aydan Şener: “Biz Çalıkuşu’nu yedi bölüm olarak çekmiştik. Şimdiki diziler ise yüzlerce bölüm olarak çekiliyor. Bu da romanların ruhunun kaybolmasına neden oluyor. Ana romandan uzaklaşılıyor. Senaryo artık romanın dışında gelişmeye başlıyor. Çünkü eklemeler ve çıkarmalar yapılıyor. Romandan bağımsız yeni hikâyeler senaryoya ekleniyor. Bölümler uzadıkça eserlerin de kimyası bozuluyor ve ruh kalmıyor. Yıllar önce benim başrolünde oynadığım Çalıkuşu, en az elli sene daha çekilemez. Çünkü dizi benimle özdeşleşti. Başarılı diziler de yok değil. Mesela Yaprak Dökümü'nü başarılı buluyorum.”


‘Senaristler kolaycılığa kaçıyor’


Senarist Nilgün Öneş: “Uyarlamalar dünyanın her yerinde yapılıyor. Ama bu film ya da diziler edebiyatçıları her zaman hayal kırıklığına uğrattı. Bazı romanların televizyona aktarılmaya müsait olması senaristleri kolaycılığa itiyor. Hiçbir romanı bir yıl boyunca diziye aktaramazsınız. Çünkü bölümler uzadıkça eser özünü yitirir. Eklemeler ve çıkarmalar eseri bambaşka bir kalıba sokuyor. Bunun en büyük sorumlusu televizyon kanalları. Biraz seçici davransalar, her şeyi reyting olarak görmeseler sorun kaybolacak. Bir kere her hafta doksan dakikalık bir senaryo yazmak mümkün değil. Bunu sorgulamak gerekir.”

0 yorum: